TURAN BİRLİĞİ TEŞKİLATI HABER PORTALI

  

Hasan BARIN-STAD SİYASETİ


Hasan BARIN-STAD SİYASETİ

Reklamlar
Reklamlar
Reklamlar

 

STAD SİYASETİ

Düşmanlar, ülkeyi kendi iç sorunlarına gömmek, iç çatışma çıkarmak için hassas anlardaki hassas noktalarına dokunup,  keskin bir şekilde, psikolojik, asimetrik savaş yonetmiyle toplumu iki gruba ayırır ve iki grubu birbiriyle karşı karşıya getirir.
Örnek mi
Sağcı solcu
Alevi sünni
Kemalist-antikemalist
Türk-kürt
Alın size denenip tutmayan dört örnek.
İç savaş yaşayan ülkelerde dikkat edin hep bu çok güçlü ikili grubu görürsünüz.

Bu oyunları hazırlayanlar için  kimin haklı olduğu, kimin kazandığı değil, istedikleri kıvama getirip istedikleri gibi yönetmek önemlidir.
Türkiye'nin sağ-sol catışmalarında sağcı ve solcuğu öldüren mermilerin aynı tabancadan çıkmış olması bu konuya en manidar örnektir.

Bu karışıklıklari olusturan ortamlara müdahil olanlar, gerek duygusal olduklarindan bilmeden veya bilerek müdahil olurlar.

Önemli olan bilinçli olup olabileceklere önceden tahmin edip, Devletçi mantikla düşünüp olacaklara birey olarak alet olmamaktır.
Çünkü bunu yapanlar, yer, mekan, zaman gözetmezler.
Devlet olmayınca, hükümette, ilerde hükümet edecek partiler de olmaz.
Devlet ise hangi görüşten ve inanıştan olursak olalım bizim Devletimiz!
O yüzden sadece Devletçilerin değil hepimizin yer, mekan zaman gözetmemek gibi bir lüksü yoktur.
Bu gidişattan sonra esas güncel konuya geleyim.

Malumunuz Fenerbahçe'nin maçı vardı, stadda siyasi sloganlar atıldı, arkasından Beşiktaş maçında da aynısı oldu, o yetmedi Fenerbahçe'nin, hemde Yunan takımı olan Panathinaikos ile oynadığı basket maçında. 
Bunu kesinlikle onaylamıyorum.
Neden mi?

Birincisi spor sahaları yaşanılan günlük stresten kurtulmak amaçlı seyir yeridir. Siyaset yeri değildir. Buna demokratik hak dersek yarın birgün de birileri ben koministim, ben şeriatçıyım ve demokratik hakkını kullanıyorum slogan atacağım aha da atıyorum der, demokratik mantıkla da senin mantığınla benzer olduğundan bir şey diyemezsin ki bu durumda spor sahaları; spor sahası olmaktan çıkar siyasi arena olur.

İkincisi, en önemlisi daha depremin ikinci gününde yazdığım gibi:

Cenazelerimiz daha gömülmemişken acılarımız tazeyken, hala şiddetli artçı depremlerin sonucunda halen canlarımızı kaybederken, nerede olursa olsun lehte veya alehte siyaset yapmayı doğru bulmuyorum.
Her şeyin bir yeri zamanı vardır.
Ben;
Yer zaman gözetmeden yapılan siyaseti;
baba ölduğünde, kefenlenip gömülmeyi beklerken, ne kadar haklı olursa olsun herhangi bir sebepten dolayı evlatların birbirlerini suçlayıp tartışmasına benzetirim.

Bu ne derece doğruysa o yapılanlar da o derece doğrudur. 
Cenaze gömülür, yas süresi geçer ne tartışmak istersen tartışırsın.

Üçüncüsü, sorun yaşanan acılar ve sorunlar hükümet karşıtı olanların sorunu ve acısı değil herkesin sorunu olduğu kadar; giden Canlar ise  hepimizin Canıdır.
Canım üzerinden yapılan siyaset,  zaten yanan canımı sizler adına da konuşursam canımızı iyice acıtıyor.
Peki, sülalesini kaybeden birçok insanın da canını acıtıyor mudur, hiç sordunuz mu?
Ben sordum!

Stada veya siyasetle alakası olmayan bir yere, kötü niyetli (Pravakatörler) veya yakınlarını kaybettiği için acısı büyük olan  bazı insanlar sokulsa, karşı tarafı tahrik edici sloganlar atsa (Demokrasi ya) iki tarafta o kapalı ortamda onbinlerce  insan birbirine girse, ne olur?
Zaten şuanki acımız bize yeterken, bir de çoluk- çocuk kadınların da olduğu insanları da kaybettiğimizi düşünün.
Olmaz mı?
Tarih, stad ve salonlarda ufak tefek olaylarla başlayan facialara biten birçok olayla dolu.
Bu kaybettiklerimizden birinin çocuğumuz vrya yakınlardan birinin olduğunu düşünün.
Gene, olaylara demokrasinin gereği ölenlere de demokrasi şehidi mi derdiniz?

Sadece stadda mı?
Cenazeler daha gözükmemişken; insanlar, enkaz altında birçok yakınından haber alamamışken, deprem bolgesinde ve Türkiye'nin değişik yerlerinde halen şiddetli depremler olurken nerede olursa olsun siyasete karşıyım.
Okulda da, stad da da, Ordu'da  da, okulda da, hatta kötü olacaksan evde de kötü olacak, kalp kıracaksan bu konuda şu ara ailenle de siyaset konuşmayacaksın.

Hele; bu depremin tetiklenen deprem olduğuna emin olan ve bunu açık açık yazan bir yazar olarak bunu esas sebep olarak gördüğümden, şu ara bunu yapanların esas meseleyi kaçırıp ona göre davranıladığına inanıyorum. 

Bizler, devletle hükümet arasındaki farkı bir türlü anlatamadık. En azından ben anlatamadım.
Türkçe'de "yerli yersiz konuşmak" diye bir tabir vardır. 
Devlet eleştirilmez, hükümet eleştirilir, onu da baştan deyip sebeplerini anlattığım gibi, eleştirinin zamanını ve yerini bilmek lazım.
Yani, acılarımız ne kadar taze olsa da, yeri, zamanı bilmek, yerli yerli olmak lazım. 

Son söz: Mesleği provaktörlük,  emperyalistlere ajanlık olan birçok insan tanıdım. Bu insanlar, proveke edilecek ülke için çok iyi yetiştirilmiş insanlar.

Lütfen bu inanlara dikkat edelim!

Provokasyonlara kapılmamak, soğukkanlı, yerli yerli ve yapıcı olmak ricasıyla,

Sağlık, huzur, saygıyla kalın!

 

Hasan BARIN                                                     Tarihçi Araştırmacı Gazeteci                           

 

 

 

Reklamlar
Reklamlar
Reklamlar
Etiketler:


Bir Yorum Yaz




Bu site çerez kullanıyor. Siteye göz atmaya devam ederek çerezleri kullanmamızı kabul etmiş oluyorsunuz. Şartlar ve Koşullar